eng
competition

Text Practice Mode

Birinci Söz

created Jun 5th 2021, 23:28 by bop2039


2


Rating

656 words
3 completed
00:00
Bismillah her hayrın başıdır. biz dahi başta ona başlarız. bil ey nefsim şu mübarek kelime, İslam nişanı olduğu gibi, bütün mevcudatın lisan-ı hal ile vird-i zebanıdır.
 
Bismillah ne büyük tükenmez bir kuvvet, ne çok bitmez bir bereket olduğunu anlamak istersen, şu temsili hikayeciğe bak, dinle... Şöyle ki:
 
Bedevi Arab çöllerinde seyahat eden adama gerektir ki, bir kabile reisinin ismini alsın ve himayesine girsin. ta, şakilerin şerrinden kurtulup hacatını tedarik edebilsin. Yoksa tek başıyla hadsiz düşman ve ihtiyacatına karşı perişan olacaktır. İşte böyle bir seyahat için iki adam sahraya çıkıp gidiyorlar. Onlardan birisi mütevazi idi, diğeri mağrur. Mütevazii, bir reisin ismini aldı. Mağrur almadı... Alanı her yerde selametle gezdi. Bir katiü't-tarika rast gelse, der: “Ben, filan reisin ismiyle gezerim.” Şaki def'olur gider, ilişemez. Bir çadıra girse, o nam ile hürmet görür. Öteki mağrur, bütün seyahatinde öyle belalar çeker ki, ta'rif edilmez. Daima titrer, daima dilencilik ederdi. Hem zelil, hem rezil oldu.
 
İşte ey mağrur nefsim! Sen o seyyahsın. Şu dünya ise, bir çöldür. Aczin, fakrın hadsizdir. Düşmanın, hacatın nihayetsizdir. Madem öyledir; şu sahranın Malik-i Ebedi ve Hakim-i Ezelisi’nin ismini al.. ta, bütün kainatın dilenciliğinden ve her hadisatın karşısında titremeden kurtulasın. Evet, bu kelime öyle mübarek bir definedir ki; senin nihayetsiz aczin ve fakrın, seni nihayetsiz kudrete, rahmete rabtedip Kadir-i Rahim’in dergahında aczi, fakrı en makbul bir şefaatçi yapar. Evet, bu kelime ile hareket eden, o adama benzer ki; askere kaydolur, devlet namına hareket eder. Hiçbir kimseden pervası kalmaz. “Kanun namına, devlet namına” der, her işi yapar, herşeye karşı dayanır.
 
Başta demiştik: “Bütün mevcudat, lisan-ı hal ile ‘Bismillah’ der.” Öyle mi? Evet, nasıl ki görsen; bir tek adam geldi. Bütün şehir ahalisini cebren bir yere sevketti ve cebren işlerde çalıştırdı. Yakìnen bilirsin; o adam kendi namıyla, kendi kuvvetiyle hareket etmiyor. Belki, o bir askerdir. Devlet namına hareket eder, bir padişah kuvvetine istinad eder. Öyle de: Herşey Cenab-ı Hakk’ın namına hareket eder ki; zerrecikler gibi tohumlar, çekirdekler başlarında koca ağaçları taşıyor, dağ gibi yükleri kaldırıyorlar. Demek herbir ağaç “Bismillah” der; hazine-i Rahmet meyvelerinden ellerini dolduruyor, bizlere tablacılık ediyor. Herbir bostan “Bismillah” der; matbaha-i kudretten bir kazan olur ki, çeşit çeşit pek çok muhtelif leziz taamlar, içinde beraber pişiriliyor. Herbir inek, deve, koyun, keçi gibi mübarek hayvanlar, “Bismillah” der; Rahmet feyzinden birer süt çeşmesi olur. Bizlere, Rezzak namına en latif, en nazif, ab-ı hayat gibi bir gıdayı takdim ediyorlar. Herbir nebat ve ağaç ve otların ipek gibi yumuşak kök ve damarları, “Bismillah” der; sert olan taş ve toprağı deler geçer. “Allah namına, Rahman namına” der, herşey ona musahhar olur. Evet, havada dalların intişarı ve meyve vermesi gibi, o sert taş ve topraktaki köklerin kemal-i sühuletle intişar etmesi ve yer altında yemiş vermesi, hem şiddet-i hararete karşı aylarca nazik, yeşil yaprakların yaş kalması; tabiiyyunun ağzına şiddetle tokat vuruyor. Kör olası gözüne parmağını sokuyor ve diyor ki: “En güvendiğin salabet ve hararet dahi, emir tahtında hareket ediyorlar ki; o ipek gibi yumuşak damarlar, birer Asa-yı Musa (as) gibi emrine imtisal ederek, taşları şakk eder. Ve o sigara kağıdı gibi ince nazenin yapraklar, birer a'za-yı İbrahim (as) gibi ateş saçan hararete karşı, ayetini okuyorlar.’’ Madem herşey ma'nen “Bismillah” der. Allah namına, Allah’ın ni'metlerini getirip bizlere veriyorlar. Biz dahi “Bismillah” demeliyiz. Allah namına vermeliyiz, Allah namına almalıyız. Öyle ise, Allah namına vermeyen gafil insanlardan almamalıyız. Sual: Tablacı hükmünde olan insanlara bir fiat veriyoruz. Acaba asıl mal sahibi olan Allah, ne fiat istiyor? Elcevab: Evet, o Mün'im-i Hakiki, bizden o kıymetdar ni'metlere, mallara bedel istediği fiat ise; üç şeydir. Biri zikir, biri şükür, biri fikirdir. Başta “Bismillah” zikirdir. Ahirde “Elhamdülillah” şükürdür. Ortada, “Bu kıymetdar harika-i san'at olan ni'metler; Ehad, Samed’ in mu'cize-i kudreti ve hediye-i rahmeti olduğunu düşünmek ve derketmek” fikirdir. Bir padişahın kıymetdar bir hediyesini sana getiren bir miskin adamın ayağını öpüp, hediye sahibini tanımamak ne derece belahet ise, öyle de; zahiri mün'imleri medih ve muhabbet edip, Mün'im-i Hakiki’yi unutmak ondan bin derece daha belahettir. Ey nefis! Böyle ebleh olmamak istersen; Allah namına ver.. Allah namına al.. Allah namına başla.. Allah namına işle.. Vesselam.
 

saving score / loading statistics ...