Artık daha fazla ilerleme kaydedemeyeceği noktada, insanlık, ya zekasının sınırlarına dayanmış ya da evrenin bütün gizemlerini çözmüş demektir. Eğer ilk varsayım geçerliyse, insanın gelişmeyi sürdürmek adına kendisinden bağımsız bir anlayışı kendisinin anlamadığı ölçüde kullanması gerekebilir. Yapay zeka teknolojileri eğer kavrama noktasında insanın üzerine çıkabilirse bunu mümkün kılacaklardır. Ancak üreticisi kusurlu olan bir makine, üreticisinin kavrayamadığı noktalara değinebilir mi? Eğer ki bir bilgisayar oyunundaki herhangi bir NPC, tanımlananın dışına çıkıp, tanımlanmamış bir davranışı programın sürekliliğine bir zarar vermeden sergileyemiyorsa, biz veya ürünümüz bunu bir şekilde başarabilir miyiz? Evrendeki varoluşumuz belki de çoktan tanımlanmış bir davranışın sonucudur. Evren hakkında edindiğimiz bilgiler her ne kadar bilimin desteklediği ölçüde (5 duyu organımızın yanılsamalarından uzak) oluşturuluyor olsa da, bu bilgilerin varlığı bazı olguların neden ilk başta varolduğu sorusuna cevap verebilebildiği anlamına gelmez. Işığın uzay vakumu içerisindeki ilerleme hızını biliyor olmamız, bu o sabitin tam olarak neden o değere sahip olduğu sorusuna cevap verebildiğimiz anlamına gelmez. Dünya ve uzayı görüp, kavramayabiliyor olmamız bu bizim evrenimizin dışında olup biteni ve evrenimizin nerede konumlandığı gibi soruların gizemini çözmez. Evrenimizin genişleme hızından daha yüksek bir hızda herhangi bir yönde ilerlerseydik ve bir sona gelseydik, bu bir duvarla karşılaşacağız demek mi olurdu?